Gel de yazma

Gel de konuşma

Gel de sövme…

Evet çoğu kez bu kelimeleri tekrarlarız. Ufak sorunlarda bile sinirlerimiz zıplar ve kendimizi sakinleştirmek için şimdi gelde şöyle yapma böyle yapma diyerek avuturuz. İşte bende aynen böyle oldum. Gel de yazma dedirtecek bir haber var.

Ben Sayık Köylüyüm. Köyülerimizin temel geçim kaynağı hayvancılık ve kuru tarım. İşi çok getirisi az. Yıllardır köyümüzde susuzluk kavgaları sürer gider. Rahmetli Hacı Karaoğlan Dede ile Rahmetli Hacı Haşim Amca arasında hopörlörden bile olmuştur. Yaniii…

 Muhtarlar ile köylüler arasında; köy içinde halı yıkama, bahçe yapma, hayvanları sulama…. Peki bu köylü ne edecek köylü olup halı yıkayıcıları mı çağıracak, bahçe yapmayıp seyyar manavları mı bekleyecek, hayvan yapmayıp da sütü marketten paket ile mi alacak… Aslında muhtarlar da biliyorlardı olmayacağını söylediklerinin yapılmayacağını çünkü kendileri de aynı durumdan muzdaripti ama çare bulamıyorlardı…

Yazın sıcağında hayvanları hep çeşme başında veya dere içindeki birikmiş minnacık su etrafında su içer. Küçüklüğümden beri köye baraj yapılmasından bahsedilir.Kulakları çınlasın Emekli din görevlisi Kazım Yldırım hocamızın emekli olduktan sonra sözü olduğundan filanbahsedildi,emekli de oldu ama yine olmadı. İşte köyün üst tarafının gerileceği, yok donuzcu mevkinin gerileceği falan filan…

Yakın çevrem bilir sürekli köyü düşünür, köylülerime nasıl faydam olur diye konuşurum. Bende küçük bir baraj hayalini hep kurdum. İlkokuldan beri elime suluboya alsam ilk işim küçük bir göl ve yemyeşil ağaçlar yapardım. Hatta ô taraf ta kendimizin arazisi olmadığı, hayvan sürümüzün olmadığı halde gidip ölçüm bile yapmışımdır sivriharmanın orada saap yol ile karşı tarafı ölçmüşümdür. Kışın akan giden yağmur sularının boşa aktığına hep üzülmüşümdür. Hatta internetten ve kitaplardan baraj yapımını araştırmışımdır defalarca…

Neden hatta yakınlarım ne işin var yine boş boş konuşuyorsun sana ne faydası var diyenler oldu. Ben hala daha aynı umutları hep taşıyorum. Hayal kuruyorum mutlu oluyorum.  Düşünsenize köyümüzün üst tarafnda çok masraflı değil dolgu şeklinde bir gölet olduğunu, etrafında ağaçların olduğunu, hıdırellez hayrının burada olduğunu, içindebalık olduğunu hatta kayık ile tur attığınızı, fotoğraflar çekildiğinizi, piknik yaptığınızı ne kadar güzel olur…

Her seçim döneminde gündeme gelir seçimden sonra tozlu arşivlere ya da bürokrasiye takılır. Kayaç yapısı uygun değil, çalışmalar devam ediyor… falan filan…

Hem de en az oy aldığı köylerden birine…

İşte köyün karşısına Büyükşehirin Büyük Başkanı, Büyük Kordinatörü iki üç günde kazıp bir göleti Sayık Köyüne armağan etti bile

Gel de tebrik etme…

Tüm köylülerim adına tebrikler Manisa Büyükşehir Belediye Başkanım Cengiz ERGÜN…