BİR HİKAYE

       Çocukluğumda köyümümüzde çok anlatılan hikayelerden biriydi. Hala anlatılıyormu bilmiyorum.Köyümüzde o gün için zengini ağası Hacı Molla imiş.Malı mülkü çokmuş. Yunanlıların anadoluyu işgale kalktıgı yıllarda Hacı Molla ilgili şöyle bir hikaye anlatılır.

      Gâvurlar Hacı Mollanın zengin olduğunu öğrenmişler. Evini soymaya gelmişler.Eve baskın yapınca altınların ve paraların yerlerini söyletmeye çalışmışlar. Hacı Molla direnince, yere yatırmışlar, ocakta tere yağını kızartmışlar.Göbeğinin etrafını hamurla çevirmişler.Tere yağını dökecek şekilde havuz oluşturmuşlar.Ya paraların altınların yerini söylersin yada kızartılmış teryağını göbeğinin üstüne dökeriz demişler. O anda köyümüzde bir korku bir hengame yaşanmış. Hacı Hüseyin amca köyümüzün efesi sayılabilecek bir adammış.Hacı Hüseyin amca Kara oğlan dayının babasıdır,İbrahim Gökgözün oğlu Hüseyin adını ondan almıştır.Babaannesinin oğlan kardeşiydi. Dağdan geliyormuş.Kıran arkasında kadının biri bunu görünce olayı anlatmış. O da Köyün üstbaşına geliyor, iki el silah atıyor. Soyguncular bir taraftanda ödlekmiş. Silah sesini duyunca köylü silahları ile geliyor zannederek aldıkları eşyaları koyup kaçmışlar.

      Hacı Molla sadece köyümüzün zengini değil, aynı zamanda imamlığınıda yapmış. Bu köylülerimizin gâvur diye anlattıkları benim kanaatimce Yunanlılar filan değil, çevre köylerden eşkiyalığa soyunanlar olmuş.Onların olduğunu düşünüyorum.